-
1 yolcu salonu
зал ожидания, вокзалİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yolcu salonu
-
2 yolcu salonu
passenger lounge -
3 transit yolcu salonu
transit lounge -
4 yolcu
yolcu Reisende(r); Mitreisende(r); Fahrgast m, Passagier m; Passagier- (Flugzeug, Schiff); fig das zu erwartende Kind; fig ein aufgegebener Kranker, Todeskandidat m;-i yolcu etmek jemanden zur Bahn bringen; jemanden begleiten;yolcu olmak Reisevorbereitungen treffen;yolcu salonu Wartesaal m; Wartehalle f -
5 yolcu
пассажи́р (м)* * *1) пу́тник; пассажи́рyolcu gemisi — пассажи́рское су́дно
yolcu salonu — зал для пассажи́ров
yolcu treni — пассажи́рский по́езд
yolcu uçağı — пассажи́рский самолёт
2) собра́вшийся в доро́гуyolcu etmek — отправля́ть в доро́гу, провожа́ть в доро́гу
3) ребёнок, кото́рый до́лжен роди́ться4) безнадёжно больно́й, обречённый -
6 yolcu
"1. traveler; passenger. 2. baby whose birth is imminent. 3. sick person who is at death´s door. - etmek /ı/ to see (a traveler) off. - salonu passenger lounge, passenger waiting room. - yolunda gerek! proverb If you´ve got to make a journey, don´t put it off; get on the road as soon as you can. " -
7 salon
салон, зал, гостиная- balo salonu
- banket salonu
- bekleme salonu
- berber salonu
- bilardo salonu
- çok amaçlı salon
- güzellik salonu
- jimnastik salonu
- konferans salonu
- konser salonu
- müzayede salonu
- numune salonu
- rekreasyon salonu
- resim salonu
- satış salonu
- sergi salonu
- sigara içme salonu
- sinema salonu
- spor salonu
- sütunlu salon
- toplantı salonu
- yayın salonu
- yemek salonu
- yolcu salonuİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > salon
-
8 salon
salon Wohnzimmer n; (Konferenz)Saal m; (Frisier)Salon m;jimnastik salonu Turnhalle f;yemek salonu Speisesaal m;yolcu salonu Wartesaal m;salon adamı Salonlöwe m -
9 transit
",-ti transit, passage through one country of people or goods which are bound for another country. - eşya transit goods, goods in transit. - geçmek /dan/ 1. to pass through (a country) en route, go through (a country) in transit. 2. slang to pass through (a place) without stopping. 3. slang (for a driver) to run (a red light); to ignore (a stop sign, a traffic policeman´s signal). - rejimi law system which allows goods in transit immunity from customs duties. - seyahat through trip. - trafik through traffic. - vizesi transit visa. - yolcu in-transit passenger. - yolcu salonu in-transit passenger lounge. - yolu through highway."
См. также в других словарях:
yolcu salonu — is. Liman, istasyon, otogar vb. yerlerde, yolcuların giderken veya gelirken oturma, dinlenme imkânını buldukları yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
yolcu — is. 1) Yolculuğa çıkmış kimse 2) Yolculuğa çıkmaya hazırlanan kimse Gişelerin önünde işsiz güçsüzler, erken gelen yolcular dolanıyordu. N. Cumalı 3) mec. Doğması beklenen çocuk 4) mec. İyileşmesi umutsuz hasta 5) mec. İşten çıkarılması beklenen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
salon — is., Fr. salon 1) Bir evde konukları ağırlamakta kullanılan en geniş oda Hasta alt kattaki salona kadar gitti ve bir kanepenin üstüne düştü. P. Safa 2) Toplantıların, kutlamaların, gösterilerin yapıldığı geniş yer Düğün salonu. Konferans salonu.… … Çağatay Osmanlı Sözlük